Spor gazetecisi Yağız Sabuncuoğlu’nun gündeme taşıdığı, Uğur Karakullukçu’nun da programında detaylandırdığı iddiaya göre, Fenerbahçe Akademisi’nde çalışan bazı scout’lar “yetersiz” raporlarıyla görevden alınmıştı. Oysa kısa bir süre sonra bu isimlerin, şaşırtıcı biçimde, A Takım scout ekibine dahil edildiği ortaya çıktı.
Yani altyapı için uygun görülmeyen, “potansiyel bulmakta başarısız” denilen kişiler, bir anda milyon euroluk transferlerin izlenmesinden sorumlu hale geldi. Haliyle şu soru yankılandı camiada:
“Altyapıya layık görülmeyen bir isim, A takımın geleceğini nasıl şekillendiriyor?”
Bu tablo, sadece bir atama hatası değil; yıllardır kulübün içini kemiren liyakat eksikliğinin, denetimsizliğin ve profesyonellikten uzak yönetim alışkanlıklarının bir yansıması gibi duruyor.
Uğur Karakullukçu’nun ifadesiyle “Güllüşah filmi gibi” bu hikâyede, olaylar zincirleme ilerliyor. Karakullukçu, bir başka örneği hatırlatıyor:
“Bir diyetisyen, futbolculara et yediriyor diye çok masraf çıkarıyor gerekçesiyle görevden alındı. Yerine ne yaptılar biliyor musunuz? Aynı kişiyi basketbol şubesine verdiler. Sebep? ‘Her gün et niye yediriyorsun, tavuk yedir’ denmiş.”
Yani sorun sadece birimlerde değil, kafalarda. Bilimsel yaklaşım yerine “tasarruf mantığı”, kurumsallık yerine “keyfiyet” hâkim olmuş yıllarca.
Yeni başkan Sadettin Saran ve ekibi işte tam da bu enkazın ortasında kolları sıvamış durumda. Sadece sportif başarı değil, kurumsal rehabilitasyon da hedefte.
“Yetersiz” denilip kapı önüne konanların birkaç hafta sonra A Takım listesinde görülmesi, aslında bu temizliğin neden şart olduğunu anlatıyor.
Şimdi herkes aynı şeyi merak ediyor:
Bu “fabrika ayarlarına dönüş” süreci, daha hangi skandalları ortaya çıkaracak?
Belki de Fenerbahçe’nin asıl zaferi, sahada değil, içerideki düzeni düzeltmekte gizli.